“Marksizm,” artık o kadar çok anlama geliyor ki, belki de anlamlı olan yalnızca Marx’ın Kapital’de ele aldığı üretim tarzlarından, özellikle kapitalist üretim tarzı yaklaşımını geliştiren ve yaygınlaştıran teoriler bütünü olarak “somutMarksizm”den bahsetmektir. Açıkça bu başlığa tam oturmasa da geniş anlamda anlaşıldığı haliyle Foucault’nun tarihsel materyalizm düşüncesine katkıda bulunduğunu söylemek gerekir. Gerçekten de Marksizmi doğrudan somut anlamıyla tanımladığımızda, yalnızca Foucault değil Sartre da Marksist etiketine tam uymaz. Şaşırtıcı şekilde Kapital’i Okumak adlı eserin yazarları arasında olsa da Althusser’in bile bu kategoride yer alıp alamayacağı tartışmalıdır. Bu isimlerle kıyaslandığında Foucault, daha çok Marx’ın yanında yer alır. Althusser’in üretim tarzını yapısal-senkronik terimlerle yenilikçi bir şekilde ele aldığı, Sartre’ın ise şeyleşmeyi dizisellik olarak anladığı dikkate alındığında, her iki ismin de çalışmaları felsefe kulvarındadır. Tabii Foucault, Marx gibi politik ekonomiden hareket etmese ya da politik ekonomiyle onun kadar ilgilenmese de iki ismin de felsefeden ziyade sosyal bilimlere daha yakın durduğu söylenebilir. Bu durum en azından Foucault için bir noktaya kadar geçerlidir ve ikisi de (yine bir ölçüde) Foucault’nun "mutlu pozitivizm" kavramıyla tarif edilebilir.