Bu makale Kristin Ross’un Mayıs ’68 ve Geriye Kalanlar isimli monografisini yeniden gözden geçirir ve yazarın Fransa’daki Mayıs 68 esnasında öğrencilerin politik öznelleşme sürecini anlamak üzere Ranciereci özdeşsizleşme kavramını hangi şekillerde kullandığını araştırır. Yazarın, öğrencilerin özdeşsizleşleşme pratiklerini İşçi figürüne siyasi olarak açılmaları üzerinden incelediğini öne sürerek bu ilişkinin kitapta iki farklı biçimde ortaya konduğunu iddia eder: kişinin kendisine tahsis edilmemiş bir isimle (“İşçi”) paradoksal biçimde özdeşleşmesine dayanan “imkansız özdeşleşme” ve işçilerle dayanışma. Bu makale, Ranciere’in özgürleşimci siyasi heterolojiye dair ortaya koyduğu iki farklı yorumun sırasıyla bu iki biçimin en temel özelliklerini kavramamıza yardımcı olacağını iddia eder. Ranciere’in yorumlarından biri politik heterolojiyi Ben’in hiçbir toplumsal belirlenime bağlı olmadan kendisini Öteki olarak sahnelemesi üzeirinden okurken, diğeri politik heterolojiyi kişinin kendisine atefedilen toplumsal kimliği içeriden politik olarak dönüştürdüğü bir süreç olarak okur. Bu iki farklı yorum, Ross’un öğrencilerin “öznelleşme olarak özdeşsizleşme”sinin iki biçimini nasıl idrak ettiğini ortaya koymak açısından hayli önemlidir. Son olarak, bu makale Ross’un öğrenci-işçi dayanışmasıyla ilgili yaklaşımına tekrar döner ve bu yaklaşımın öğrencilerin özdeşsizleşme pratiklerini bürokratik-kapitalist iktidarın bir mahali olarak üniversite düzeneğine yönelttikleri eleştiride temellendirmenin önünü açacak yeni yollar sunup sunmadığını sorar.